hürriyet

7 Ekim 2011 Cuma

CAN DÜNDAR



Bazen öyle bir ilişkiye tutulursunuz ki, ne
sevebilir, ne terk edebilirsiniz. Kör kütük
bağlanmışsınızdır aslında... En güzel yıllarınızın, acı tatlı
hatıralarınızın ortağıdır; iç çekişmelerinizin
müsebbibi,yazılarınızın ilhamı, sohbetlerinizin konusudur. Göz
yaşlarınızda,bilinçaltınızda,
kahkahanızdadır. Korkunca saklandığınız bir sığınak,coşunca öptüğünüz
bir bayrak...
Sevdanız riyasız, çıkarsız, karşılıksızdır. Sınırsız ve nihayetsiz;
"Ölmek var, dönmek yok"tur.
Lakin gün gelir anlarsınız; içten içe bir şeylerin kanadığını...
Tutkulu sevdaların gizli hançerleri başlar parıldamaya... Şurasından,
burasından eleştirmeye
koyulursunuz:
"Şöyle görünse, öyle demese, değişse biraz yada eskisi gibi olsa..."
Başkalarını örnek göstermeye, "Bak onlar nasıl yaşıyor" demeye
başlarsınız. Hem birlikte yaşayıp, hem
özgür olmanın yollarını ararsınız. Aşkınızın gözü kör değildir artık,
yanlışını görür düzeltmek istersiniz.
"Eskiden böyle miydi ya.." diye başlayan sohbetlerde açılır eleştirinin
kapısı; açıldıkça, bastırılmış itirazlar
yükselir
bilinçaltından... Böyle süremeyeceğini bilirsiniz. Değişsin istersiniz.
O, sevgisizliğinize yorar bunu... İhanete sayar. Tutkulu ilişkilerde
ihanetin bedeli ölümdür. "Ya sev böyle
ya da terket" diye gürler...
Bir zamanlar bir gülücüğüyle alacakaranlığı ısıtan o rüya, bir kabusa
dönüşür birden... Kapatır gönlünün
kapılarını, yasaklar kendini size...Hoyrattır, bakmaz yüzünüze... Zehir
akar dilinden, konuşturmaz, suçlar,
yargılar mahkum eder. Mühürler dudaklarınızı, yırtar atar
yazdıklarınızı, siler sizi defterden...
"İyiliğin içindi hepsi, seni sevdiğim için..." dersiniz,
dinletemezsiniz.
Ayrılırsanız yaşamayacağınızı bilirsiniz, lakin böyle de sevemezsiniz.
İhanetten kırılmıştır kaleminiz; severek, terk edersiniz...
"Madem öyle..."nin çağı başlar ondan sonra... Madem ki siz böylesine
tutkunken, o hep başkalarını
seçmiştir, madem ki kıymetinizi bilmemiştir, o halde "günah sizden
gitmiştir". Lanet ederek bu karşılıksız
aşka, çekip gitmeleri denersiniz.
Aşkın göçmenlik çağı başlar böylece... Daha özgür olacağınız limanlara
demirlerseniz bir süre... Ne var ki
unutamaz, uzaktan uzağa izlersiniz olup biteni... Etrafı bir sürü
uğursuzla dolmuş, kurda kuşa yem
olmuştur. Delikanlılar, eli kanlılar, uğruna ölenler, sırtına binenler
sarmıştır çevresini... Gurur duyar onlarla,
koynunda besler, gözünü oysunlar diye...
Uğruna kan dökenleri sever, yoluna gül dökenlerden fazla... "Bana ne...
kendi seçimi" diye omuz
silkmeye çabalarsınız bir süre... Ama sonra... ansızın kulağımıza
çalınan bir şarkı ya da kapı aralığından
süzülüp gelen bir koku, hatırlatır onu yeniden... Yaban ellerde, başka
kollarda ondan bahseder ağlarsınız.
Kokusunu özlersiniz; türküsünü söylemeyi, şarkısını dinlemeyi, yemeğini
yemeyi, elinden bir kadeh rakı
içmeyi... Karşı nehrin kenarından hasret şiirleri haykırırsınız, sular
kulağına fısıldasın diye...
Dönüp "Seni hala seviyorum" diye bağırmak geçer içinizden...
Dönemezsiniz.
Göremedikçe bağlanır, uzaklaştıkça yakınlaşırsınız.
Anlarsınız ki bir çaresiz aşktır bu, ne onunla olur, ne onsuz... Hem
kollarında ölmek, kucağına gömülmek arzusu, hem "Ne olacak sonunda"
kuşkusu...
Böyle sevemezsiniz, terk de edemezsiniz. Sürünür gidersiniz...

Can Dündar









Aç Gözlerini 

En sevdiğin elbiseni giydim
Bu gece kokunu sürdüm
Solgun yüzünü okşadım
Sessizce saçlarından öptüm
Yazdığın mektupları okudum
Kana kana su içer gibi
Plaklarını çaldım ah!
En çok o şarkıda özledim seni.

Issızlık kapıyı çaldı, açmaya korktum
gece yarısı
Şehir uykuya daldı, baktım dışarıya
katran karası
Rüzgar telaşla kokunu getirdi bana
aldım koynuma
Buseni hafızamdan koparıp
iliştirdim dudaklarıma
Üşüdüm karanlıkta
Tenine dokundum hissetsin diye
Aç gözlerini

Erguvanlarına su verdim
İçerken benimle konuştular
Yastığını okşadım, kokladım
Anılar uçuştular
Soluğun saçlarımı yaladı sanki yine
bir meltem gibi
Teninin kokusu karıştı kokuma
Yakıştılar

Boğuldum karanlıkta
Yanı başımdasın benden çok
uzaklarda
Ellerimi tut dokun bana
Aç gözlerini.

Attım kendimi caddelere
Yeşil ceketin sardı beni
Yürüdüm üstüne karanlığın korkusuz
Tuttum ellerini.

Can Dündar 
















6 yorum:

  1. blogunuz çok güzel olmuş ama içerik genişletilmeli,elinize sağlık...

    YanıtlaSil
  2. Kısa zamanda 2,5 Milyon tıklanan sözleriyle fenomen haline gelen
    Cuma Bozkurt'un Kaleminden Beklenen Kitap BİR YUDUM AŞK Çıktı!

    Ölseydin,
    Belki de seninle ölürdüm,
    Ama sen en olmazı seçtin
    Ve gittin…
    Ben ise sende kaldım,
    Yarım bir şekilde,
    Yarım diyorum, alınma,
    Ruhum sende kaldı,
    Bedenim bende…

    Peki, dediğin gibi olsun şimdi git,
    Ben de bakmam ardına,
    Hatırlamam gözlerini, hatırlamam sözlerini,
    Sildim mi tam silerim ben de,
    Yarın bir gün gördüm mü, bir taraflarda,
    Sanki bir yerlerden tanıyorum dercesine silerim,
    Bırak seni, varlığını bile unutur silerim...

    (Bir Yudum Aşk Tanıtım Bülteninden)


    Yılın En İyi AŞK Kitabı Olmaya Aday Bir Yudum Aşk'ı Hemen Satın Almak İçin:


    Online Satış: BirYudumAsk.Com

    1: KİTAPYURDU.COM

    2: İDEFİX.COM

    3: D&R.COM

    4: PANDORA.COM

    YanıtlaSil